Centilmen ve saygılı bir rakibim
Simin Bıçakcıoğlu: “Pistlere tutkum ralli pilotu olmaya yöneltti. Her yarışa kazanmak için çıkıyorum. Ama kaybedince centilmen ve saygılı biri olarak rakibimi mutlaka tebrik ederim”
Sekiz sene önce başladığı Otomobil sporları kariyerinde sayısız birinciliği olan Simin Bıçakcıoğlu, ralliyle tanışmasını ve başarısının sırrını anlattı. Risk almayı çok sevdiğinden bahseden Bıçakcıoğlu, “Yarış hayatım boyunca bir defa kaza yaptım. Bu yıl Bursa rallisinde takla attım. İlk kazamdı. Geçirdiğim bu kazayı nazar boncuğum olarak görüyorum” dedi.
Otomobil sporları ilk ne zaman ilginizi çekti?
Otomobillere karşı küçüklüğümden beri ilgim vardı. Uzaktan kumandalı arabalarla oynamayı severdim. Zaman içinde ailem de otomobil kullanmaya olan hevesimi farketti ve ehliyetimi aldıktan sonra eğitimler almaya başladım. Bu eğitimlerin sonrasında da yarışlara başladım.
Ailenizde ralli yapan başka biri var mı?
Ailemde yarış kökenli veya aktif olarak yarışan kimse yok. Koç Üniversitesi İngiliz Dili ve Karşılaştırmalı Edebiyatından 2012 yılında mezun oldum. Fakat pistlere olan tutkum ve ailemin desteği beni ralli pilotu olmaya yöneltti.
2015 sezonunda da iddialı mısınız?
İddianızın olmadığını anladığınız an bu sporu bırakmanız gerekir. Geçmiş yıllarda olduğu gibi hem iddalıyım, hem de büyük başarılar hedefliyorum. Bu yıl da yarışlara çok iyi hazırlanarak başladım. Önümüzde kazanmak için çok güzel parkurlar var.
Başarınızın sırrı nedir?
Boğaziçi Rallisi’nde 2015’e kadar üst üste üç kez kadın pilotlar birinciliği kazandım. Başarımın en önemli kriterlerimden biri düzenli olarak spor yapıyor olmam. Yarış antrenmanında yaklaşık altı saatim geçiyor. Antrenman sırasında tüm takım benimle oluyor. Haftanın üç günü crossfit, iki günü de pilates yapıyorum. Her yarışa kazanmak için çıkıyorum ve çok emek veriyorum. Diğer önemli kriterse ralliye olan tutkum. Eksikliklerinizi keşfetmeli, kendinizi geliştirmeli ve kusursuz olmaya gayret göstermelisiniz. Bugüne kadar kazandığım tüm başarılarda bunu gördüm.
‘Riskleri severim’
Risk almak konusunda şartları ne kadar zorlayabilirsiniz?
Risk almadan başarılı olamazsınız. Risk almayı seviyorum. Sadece yarışlarda değil, sosyal hayatta da risk almayı seven biriyim. Riski almadan çok yönlü düşünürüm. Artılar ve eksiler nelerdir gibi denklem kurmayı seviyorum. Hayat her zaman analiz yapmanız için yeterli zaman tanımasa da sanırım hislerime güvenip şartları zorlayabiliyorum.
Kendinizi nasıl bir rakip olarak tanımlarsınız?
Centilmen, saygılı ve rakibini mutlaka tebrik eden biriyim. Sanırım tüm spor dünyasının ihtiyacı olan da bu üç özellik. Rakiplerimle hem mücadele, hem dayanışma içerisindeyim. Ama önce dayanışma geliyor sonra mücadele. Şunu da kabul etmek gerekir ki rekabet olmazsa bu sporun bir amacı kalmaz.
Hiç kaybettiğiniz oldu mu? Kaybetmek sizi korkutuyor mu?
Tabii ki oldu ve olacaktır da. Sonuçta bu bir yarış ve güçlü rakipleriniz var. Kazanabilirsiniz, kaybedebilirsiniz, talihsiz kazalar yaşayabilirsiniz, aracınızda sorun yaşayabilirsiniz… Sonuçta her yarışa kazanmak için çıkıyorum. Ama kaybedince üzülsem de kazanan arkadaşımız birinciliği haketmiştir diye düşünüyorum.