Türkiye’nin en hızlı kadını ‘Simin Bıçakçıoğlu’

Türkiye’nin en hızlı kadını ‘Simin Bıçakçıoğlu’

Erkeklerin hakim olduğu bir sporda adından söz ettirmeyi başarmış rallici bir kadın Simin Bıçakçıoğlu. Küçük yaşlarından itibaren otomobillere olan ilgisi şu anki başarısına işaret belki de. ‘Kadınlar otomobil kullanamaz’ diyenlere inat erkek rakiplerine toz attıran genç ralli pilotu Simin Bıçakçıoğlu ile Dipnot Tablet için konuştuk.

Hazırlayan: NAGİHAN GİRİT

Bu otomobil tutkusu ne zaman, nasıl başladı?

Otomobil sporları kariyerime 18 yaşında Safari Motorsports’tan aldığım eğitim ile başladım ve 2008-2009 sezonlarında pist yarışlarına katıldım. 2010 sezonunda rallikros ve tırmanma yarışlarına katılarak tecrübemi arttırdım. 2011 sezonunda Neo Motorspor adına Türkiye Ralli Şampiyonasına katıldım. Türkiye’deki eğitim programları haricinde İtalya’da Vittorio Caneva Rally School, Norveç’te John Haugland Winter Rally School’da eğitim gördüm.

Otomobil tutkum küçük yaşlardan itibaren içimdeydi. Örneğin; Barbie bebekler yerine uzaktan kumandalı arabalar ilgimi çekiyordu.

Ralli pilotu olmak için nasıl bir süreç gerekiyor? Zor bir spor mu?

Otomobil sporları öncelikle güç isteyen bir spor yani fiziki kondisyonunuzun çok iyi olması gerekiyor. Özellikle ralli otomobiliyle doğaya karşı bir mücadele verdiğinizi düşünürsek bu hiç de kolay değil.

Altyapınızın ve tabii ki pilotluk eğitiminizin üst düzeyde olması gerekiyor. Bu işe yeni başlayacak arkadaşların kesinlikle eğitim almasını ve bu sporu gerçekten sevmelerini isterim. İnanın bana çok fedakarlık isteyen ve vaktinizi alan bir spor hatta çok severseniz tüm hayatınızı bile ele geçirebilir, benimki gibi…

Her mesleğin kendine özgü zorlukları olduğu gibi otomobil sporlarının da zorlukları tabii ki var. Kesinlikle disiplinli çalışmalısınız ve bu disiplinden hiçbir zaman kopmamalısınız. İşinizi tutkuyla yapmak zorlukların üstesinden gelmenize yardımcı olabilir ancak bu tek başına yeterli olmuyor. Mental ve fiziki olarak güçlü olmalısınız.

Kadın ralli pilotu pek yok Türkiye’de, neden sizce?

Aslında çok yetenekli kadın pilotlarımız var Türkiye’de ancak bunun sebebini üç başlık altında sorgulamalıyız; Birincisi, bir kadın otomobil sporlarına merak sardığında ailesinden ve çevresinden yeteri kadar destek görüyor mu? İkincisi, otomobil sporlarında yeteri kadar eğitim olanağı sunuluyor mu yeni başlayanlara? Üçüncüsü, belki de en önemlisi sponsor desteği rahat bulunabiliyor mu? Bu üç soru önemli. Bunların üstesinden geldiğimiz noktada kadın ralli pilotlarının sayısı inanın erkekleri geçecektir.

Kadınların trafiğe çıkması bile hala tartışma konusu olabiliyorken siz bir de ralli yapıyorsunuz, erkek egemen bir spor dalında isim yapmak kolay mı?

Ülkemiz her ne kadar demokratik bir ülke olarak tanımlansa da ne yazık ki kadın-erkek eşitliği bir türlü dengede olamıyor. Bu toplumun her kesiminde kadının yaptığı her işte geri planda kalmasına sebep oluyor. Ataerkil bir toplum oluşumuzdan ötürü kadın hep ev işleri yapan ve çocuklarıyla ilgilenen bir birey olarak yer buluyor. Benim durumuma bakacak olursak erkek egemen bir sporda kadın olarak mücadele etmek bir hayli zor. Gerek fiziksel gerek kullanım açısından birçok zorlukla karşı karşıyayız. Ben de ailem ve yakın dostlarım sayesinde bir anda bu işin içinde buldum kendimi. Pist yarışlarıyla başladığım bu macerada otokros ve tırmanma disiplinlerinin ardından ralliye atıldım. Çevremdeki arkadaşlarım en başta çok yadırgamışlardı. Fakat her geçen gün kazandığım başarılarımla ve aldığım eğitimlerle beni çok takdir etmeye ve saygı duymaya başladılar. Gerçekten sizin bir şeyler başaramayacağınızı belki de kısa süreli bir hobi olarak bu işi yapacağınızı düşünen insanlara bu başarıları kanıtlamak oldukça gurur verici.

Bu sporun olağan zorlukları haricinde sadece kadın olduğunuz için yaşadığınız zorluklar var mı?

Motorsporları güç isteyen, fiziki kondisyonunuzun çok iyi olması gereken bir spor olduğundan, bu noktada erkeklere nazaran biraz daha sorun yaşayabiliyorum ama sporla bu aradaki açığı az da olsa kapatmaya çalışıyorum. Bir kadın olarak erkeklerin domine ettiği bir sporda izleyicilerden de, basından da daha çok ilgi gördüğüm kesin. Çünkü bu sporda yarışan kadınların yaptığı gerçekten kolay bir şey değil ve daha da çok ilgi görmeyi hak ediyoruz.

Türkiye’de ralli sporunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’de çok başarılı pilotlarımız var ve imkan verildikçe gerek Avrupa’da gerek dünyada kendilerini kanıtlıyorlar. Geçmişte yaşanan bazı kötü deneyimler ve yeterli geri dönüşü alamamaları nedeni ile birçok firma otomobil sporlarından bugün uzak duruyor. Büyük firmaların sponsor olarak destek olması ve bunu bir pazarlama argümanı olarak kullanmaları durumunda kısa sürede daha geniş kitlelere ulaşılacağını ve hem katılım hem de sponsor desteği açısından önemli yol kat edileceğini düşünüyorum. Ayrıca sponsorluk, maalesef ülkemizde sadece futbola yatırım yapmayı seçen firmalarla dolu. Hep söylemişimdir sadece motor sporları değil, ülkemizde yapılan diğer birçok spor branşı sponsor bulamamaktan yakınıyor. Düşünün ben bir ralli pilotu olarak sponsor bulmakta güçlük çekiyorum. Yani otomotiv firmaları her yıl motor sporları için bütçe çıkarmalarına rağmen ülkemizde Ford hariç hiçbir otomotiv firmasının desteği yok. Avrupa’ya baktığımızda sponsorluk konusu hem çok hassas hem de birçok firma hizmet verdiği ilgili alanlarda mutlaka sponsorluk faaliyetlerini devam ettiriyorlar.